06 December 2012

sonbahar yaz ilkbahar kış ortaya karışık

İsabetsiz simetriler vardır
Hükümsüz ayetler
Düşkün tarifler aşikâr ama anlatmaya yetmez istikametsizliği
Hayır da şer de bir ve hepsi evettir
Günbilim henüz açıklayamadı dünü
Gitmek hep kolaydı da
Bildiğim en zor yol durmak
Tek yön biletleri seviyordun ya sen
Hani macerayı sevdi kızlar da
Mecradan yoruldular
Kaçmak en kolayı, hadi yiyorsa dur şimdi
Yatakla duvar arasındaki boşlukta çok canlar yitip gitti
Kim o deme, bu harf söylenmişti
Harflere inanmıyorum ama bir şapka var
Yolcuya inanmıyorum ama bir yol var
İmansızın duası en kıymetlisi
Hiç durmak bilmedin
Şimdi denemek istemez misin?
Görünmez köyün kılavuzu..
Bakmayı bilirsen bu manzara senin -
Gördüğün ne olursa olsun görmek güzel
Yol sensin
Helal olsun sana bu yollar
Dünya senin

---

Ben öyledir
Çünkü olabilir
Hadi ya?
Çünkü erkendir
Gerek var mı?
Onu da sen bil
En azından denedim
Burama kadar gelen yer gökyüzü,
Sen değil..

---

Binlerce ama binlerce insanın arasında
Elinde küçük bir kutu, içinde yavru kedilerle..

Vitessiz. Yokuş aşağı..
Öyle birşey

 ---

Eriyen çelik naz

Çelik nazın eridiği yerde sen sadece kal
Çalınmış uykularıma doldur tatlı bencil eziyetini
Sen şimdi sadece al
Kendimizi yok ettikçe hayattayız
Hayatın sana açlığına direnmeden boşal
Sen kendini açmadan açılmaz hiç kimse
Utansın kendini kendinden öte bilmeyen hayat
Sana rağmen ben ile
Bana rağmen o delibozuk ten ile düşlerime hükmediyor şimdi
Şimdi beni benden sen al.

---

Ayet-ül sirayet

Hafifliğin beni de hafifletti aşkım
İçinden akıp giden sular gibiyim şimdi
Havadarlığın bir adım geriden daha da hoşuma gitti de
O neyin havası, havan batsın e mi?
Hiç değinilmemiş yerlerimizden geçmek
En sevdiğimiz yerlerde uyanmak
O en tanıdık bildiğimiz diyarda
Şimdi birlikte ve ayrı ayrı kaybolmaya
Gayretsiz yeminliyiz
Dalgalar gibi
Dalgalar gibi sana gelip gitmek
Ve yeniden gelmek istiyorum şimdi..

---

Aklım rötarlı çalışır
Kalbim erken
Çaresiz ama sadece hakiki bir şarkıdır aşk benken
Susamışsa su,
Suya su
 -ya da dur ben suyum derken,
Ateşe küser
Toprağı hakir görür
Havaya inanmazken

---

Ben niye biliyorum ki sanki sen o değilsin
Gene de merak ediyorum seni
Bilmesem daha bi kolay olurdu sanki
İflah etmek istiyorsan beni
İflah olmadım bugüne dek hep gittim bilesin
Eşzamanda iflah olmaz usulsüz günahlar
Kimden yana bu telafisiz affetmeler?
El ne zaman yar oldu ki?
Sus da söyle
Sus ki söyle şimdi.
Seninki yumuşak değil
Sert ter.

---

Kim olursan ol gel
Ama vaktimi boşa alma
Sevmeye hazırım simetrini,
Ve simetrik yara izlerini

-Kırılan hevesler uzayda sonsuza dek yankılanacaklar-

Bana anlatacaklarını değil
Seni duymak istiyorum
Saklama dizlerini

 ---

Mümkünsüz mel'un mülkler

Sana varmak mümkün ya da mühim değil
Mühim olan seninle yolculuk
Senden sonra hayat var
Kenarda bir hoşçuluk hoş güzel iyi
Gerçi dibine kadar sikmekle dibine kadar sevmek bir değildir
Dipleri seven gözler
Karanlıkta öğrenir görmeyi

---

Ben kendimi berbat sanıyordum da
Beterin beteri kolay
Belki sen benden betersin
Hatayı kendimde arıyorum da
Belki kul sensin
Cool’ a kul olmam dedim
Kendimden pes ettim
Belki külü seven sensin
Yanmak kolay
Ateşten dara kısadır yollar
Kaçak yara
İnandıysan ara
Tek kitabın var o da bilmez kendini
Çok konuşup hep susan
Şiiri bana yazdıran
Sudan korkan sensin

 ---

Görmediğimiz dünler

Sade gün var aşkım
Gece var uzun
Sonra uykumuz ve sabahlar
Sade müzik var sen duymasan da
Bana aşkım dedin ama
Aşk var aramızda
Ne sen bana,
Ne ben sana.
Bende bir ateş yaktın sönmüyor..
Müzik var aramızda..

 ---

Tuz

Bilmediğin yerden yontar hayat
Bir kez olsun sus ve dinle aşkım
Sessizliğimizin ve nefesimizin tadını çıkar
Aramızdaki boşluğun
Bizi bir yapan varlığın tadını çıkar
Adı evren
Aç arzudan bir ısırıkla benliğimize katmaya çırpındığımız
Islak yaklaşan o hep tuzak
Aramızda sadece tuz var
Deli koşan atların sırtında biriken ter misali
Taşkın, yabani ve oynak

 ---

Control Enjoy

Dur deme sadece izle
Hep bu şarkılar yüzünden
Eğlenmeden inme

 ---

Want wild

Everything but poetry
to have is not to be
Tiger loves fire & freedom
The mermaid needs magic & depth
Want wild
Beat that


Vahşi iste

Şiirden gayrı herşey ama
Sahip olmak, olmak değildir
Kaplan ateş ve özgürlük seviyor
Denizkızı sihir ve derinliğe muhtaç
Sen vahşi iste
Yerse


 ---

Şiirimiz yok çünkü başka birşeyler yapıyoruz ama bu şiir olmadığımız anlamına gelmez..

Sus haykıracağın yok artık biriktir
Bundan sonra her alacağın nefes biliyorsun ki kaderindir
Derin mi, boy mu?
Az ya da uz
Yere basarken bambaşka oluyormuş hasret
O kadar da uzak değil ama nereye bırakmıştım sanki
Kül de ecel ya da gül kadar gerçek
Şiir yoksa roman olsun
Kabzası sedef kakmalı da olsa
Siyah siyah
Renk coş
Güneş çok
Silah da silahtır
Tek inandığın gerçek şimdi sabahtır
Sabah varsa herşey hoş şimdi

 ---

Kurban Bayramı

Bugün bayram, erken kalkın çocuklar
Misal, acımasız ve kendinden çıkamayan bir insanım ben
Çoğu zaman benim gibi acımasız
Ve kendinden çıkamayan insanları
Ya da daha çok onları hatırlamayı
Kendimi kurban kesmeyi
Kıtır kıtır kestim kendimi
Sonra bazılarımı yok saymayı.
Zamanında orada yoktum
Hep ya düğümü ya düğünü
Günahlarımı güzergâhlarımı
Ben sana kendimden acizim
Masum kalp yoktur - kalp kırdım
Tıpkı beni kıranlar, krallar gibi
Kırık kalplerden ziyade
Kötülüğümde emsalsiz melek kanatlı, densiz, o biçim şahitsizim
Her bulduğum düğümden, çözümden, özümden şüpheliyim
Herkes gibi mi belki
Telafide telaffuz yoktur
Taammüden taaruz çoktur
Kırık kalplerden ziyade
– Bir yerde sade kırık kalplerimiz var
Ben o zaman gene bilmezdim
Kurbanlıktan katilliğe
Kederli mesafeden
Mesafeli kedere terfi ettim
Ne ara kendimi o kendime,
Canım acımamayı sana tercih ettim?

---

Ölülere şiir yazmak

Sırf biz onlar gibi olmayalım diye
Hiç biz olmamıştık ne zamandır
Tek başımıza düşmek için yalnız koşmak gibi
Uzak düştük
Kimden olduğunu bile bilmeden
Yırtıcı ama avcı değilse yürek
Sana inanmadık ki
Sensiz kalalım

---

Sen ölmeden de bu kadar özlüyor muyduk birbirimizi?
Küfürbaz bir meleksin, kim bilir kaç gün oldu
Oralarda yolunu bulmuşsundur
“İçtin dünyada ne kadar şarap varsa
Kimseye dokunmadan gittin”
- Oldu mu?
Olmadıysa
Ruhumu çağır
Geldiysem bir haber gönder
üç defa vuuv

---

Şaşırtıcı düşle

Ayaz bindim nafile
Avaz sindim silsile
Bağırdım boş
Sen beni bilmezsin
Loş ışıklarda sana inanırım ben
Zamana inanmam
Ruhuna inanırım
Artık inanmadıklarımızı kaybederiz sadece
- yıllarca kendi olduğuna inanan adam
Birgün kendi olduğuna şaşırdı
Meğer o da bir insan evladıymış
Şaşırdığımıza inanırız sadece

---


Her Garden Song
She’s demon dancer, genius handler, free faller…  She’s a garden not a gardener, and a dream not a dreamer, and she can’t sing cause she’s a  song, but can you sing her?

Onun Bahçe Şarkısı
İblislerle dans eden,  dâhileri eyleyen,  serbest düşendir o..  Bir bahçedir, bahçıvan değil ve bir düştür düşleyen değil ve şarkı söyleyemiyorsa şarkının kendisi olduğu içindir, sen o şarkıyı söyleyebilir misin?


---

Uysal bir deli olarak pusula

Binlerce aşk yılı uzakta gözlerindeki yıldızlar
İsimsiz takımyıldızlar keşfedilmeye karşı eylem yapıyorlar.
Kuyruksuz bir haiku..
Tavansız bir gökyüzü..
Adımsız bir kuş –
Şarkısını unutmuş..
Kaplanla ayı buluşana kadar ormansız tüm cümleler –
Yine de derin bir yeşilin gölgesine dair her şey
ve kıvrıldıkça kırılıp düşüyor sanki yollar.
Sarsak ve uykusuz – kondüktörler yalınayak tarlalara kaçmış koşturuyorlar,
Başıboş trenler şaşkın,
Kuşlar sarhoş..
Bugüne dek pusula sandığın
Deli bir pervane..
Dönüyor usulca..

eski şiirimsiler için tıkla

No comments: